Kadınları kıyafetleri üzerinden gaye alan Diyanet İşleri Lider Yardımcısı Burhan İşliyen’in, müftülük vazifesi sırasında da türbanlı bayanları eleştirdiği ortaya çıktı. “Müslüman bayanların makyaj yaparak ve hoş kokular sıkarak dışarı çıkmasının haram olduğunu” savunan İşliyen, “Başına rastgele dolamış olduğu bezi tesettür zannederek, bedeninin öbür kısımlarında dar ya da şeffaf kıyafetlerle dolaşması haramdır” dedi. Prof. Dr. Şahin Filiz, tesettürün dini bir buyruk değil, bir küme İslam yorumcusunun buyruğu olduğunu belirtirken, tesettür dayatmasıyla “kadının şeytanlaştırıldığını, bayan cinayetlerden taciz ve tecavüze uzanan mağduriyetlerin maksadı haline getirdiğini” vurguladı.
Daha evvel bayanların giysilerini “Sanki giyecek elbisesi yok, perişan. Niçin böylesiniz?” diyen İşliyen’in, türbanlı bayanları da maksat aldığı ortaya çıktı. İşliyen, Diyarbakır Vilayet Müftülüğü periyodunda katıldığı bir televizyon programındaki konuşmasını Aralık 2020’de toplumsal medya hesabından paylaştı. “Cennete gitmek için kimi sorumlulukları yerine getirmemiz gerekiyor. Bir tanesi de Allah’ın emrettiği tesettür. Bu keyfi olarak değerlendirilebilecek bir şey değil” diyen İşliyen, tesettürün ihlal edildiğini, toplumun bir kısmının bu mevzuda gevşek davrandığını savundu. İşliyen, “Herhangi bir kalabalık caddede, köşenin başında 5 dakika bekleseniz, tesettür ismi altında çok sayıda ucube örnekler göreceksiniz. Giyinik çıplaklar” dedi. İşliyen, Ebu Hureyre’den nakledilen bir hadise de işaret ederek, “Başları deve hörgücü üzere yapılmış, insanların dikkatini kendi üstüne çekebilmek için alabildiğince özel bir gayret gösterenler… Buyuruyor ki cennete giremezler, kokusunu bile alamazlar” tabirlerini kullandı.
PARFÜM ‘HARAM’
Türbanın tesettürün bir modülü olduğunu söyleyen ve “Başına bağladığı bir başörtüsü, altına giydiği kot, tayt çeşidi dar kıyafetlerle tesettürlü olduğunu zanneden kızlarımız büyük bir yanılgı içerisinde” diyen İşliyen, bayanların makyaj yapmasını ve parfüm sıkmasını da haram olarak nitelendirdi. İşliyen, “Bir Müslüman bayanın kocasına süslenmesi, albenili görünmesi sünnete uygunsa, dışarıda yabancı erkeklere o kadar görünmemeye çalışması, çekicilikten uzak durması gerekir. Bu manada makyaj yaparak dışarı çıkması, hoş kokular sürerek yabancı erkeklere görünmesi haramdır. Başına rastgele dolamış olduğu bezi tesettür zannederek, bedeninin öteki kısımlarında dar ya da şeffaf kıyafetlerle dolaşması haramdır. Allah’ın buyruğuna uyarak sıcakta bile uysa tesettür kıyafet içerisinde terleyen bir hanımefendinin dökülen her teriyle birlikte günahları da dökülmektedir” dedi.
“KADIN GAYE YAPILIYOR”
İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz, “tesettürün dini bir buyruk ya da mecburî bir ibadet olmadığını” vurguladı. Tesettürü, bayanı maksat alarak dinî buyruk üzere sunan zihniyetin, bu dayatmayı nasla kanıtlayamadığını vurgulayan Filiz, “Çünkü bu buyruk Allah’ın değil, bir küme İslam yorumcusunun buyruğudur. Öteki bir küme alim de çıkar, tesettürün dini bir buyruk olmadığı konusunda ittifak edebilir. Demek ki tesettür yoruma bağlı ve klasiktir; örfe nazaran değişir” dedi. Filiz, tesettür dayatması ile “kadının şeytanlaştırıldığını, hasebiyle bayan cinayetlerden taciz ve tecavüze uzanan mağduriyetlerin amacı haline getirdiğini” söyleyerek, şunları kaydetti:
“Her tarikat ve cemaat farklı tesettür pratiklerini dayatırken bu kervana Diyanet’in de katıldığını, bayanlarımızı hangi tip tesettürle nesneleştireceklerini adeta şaşırmış durumda olduğunu görüyoruz. Tesettürün Türkçesi örtünmedir. ‘Ayıp yerler’, eller ve yüz dışındaki bütün beden değil, Adem ve Havva’nın cennetten kovulurken tesettüre bürüdükleri üreme organı mahalleridir ve bunun da cinsiyeti yoktur. Ebu Hureyre’den nakledilen hadislerin büyük çoğunluğu asılsızdır. Tesettür hadisi de bu bunların başında gelir. Türk bayanı, nasıl örtüneceğini Türk kültür ve geleneklerinden öğrenir, bilir. Tesettür hadislerinin tümü, bayanları obje üzere gören Emevi Arap yobazlığının yapıtıdır.”