AA muhabirine fındık piyasasına yönelik sürdürdükleri çalışmaları kıymetlendiren Küle, hakim durumdaki firmaların davranışlarının denetiminin dünyada rekabet hukukunun en değerli gündemi olduğunu kaydetti.
Özellikle tedarik zincirinde darboğaz yaratan, piyasa yapılarında telafisi güç dışlayıcı ve sömürücü ticari uygulamaların bu kapsamda olduğunu anlatan Küle, temel gayelerinin, şirketlerin hakim durumlarını berbata kullanan davranışlarını ve ticari stratejileri sebebiyle rekabetçi yapıyı zedelemelerini önlemek olduğunu vurguladı.
Küle, şöyle devam etti: “Dikkat ederseniz ‘rekabetçi yapı’ diyoruz. Zira temel gayemiz, piyasalardaki aksaklıkları en faal formüllerle çözerek piyasaya girişleri kolaylaştırmak, inovasyon üzere tüketici refahını uzun vadede artıracak faaliyetlerin norm olduğu, kendi kendini besleyen rekabetçi yapıları tesis etmek. Bu sebeple, bilhassa yapısal aksaklıklar bulunan birtakım piyasalarda hakim oyuncuların da azami uğraşıyla görece daha az maliyetli ve sık güncelleme gerektirmeden muvaffakiyetle uygulanabilecek taahhütler almak tesirli bir tahlil olabiliyor.”
“Yakından takip ediyoruz”
Rekabet Kurulu gündemindeki fındık alım piyasasında hakim duruma yönelik belgeyi anımsatan Küle, tarımın, üreticilerin pek çok açıdan risklerle karşı karşıya kaldığı, stratejik ve iktisadın belkemiği olan bir dal olduğunu lisana getirdi.
Küle, iklim değişikliği ve arz taraflı siyasetlerin güvenlik sorunu haline geldiğine işaret ederek, “Tarım eserleri, kimyasalları ve girdileriyle besin tedarik zinciri bir bütün olarak kritik değerde. Öbür taraftan sosyo-ekonomik manada pek çok ailenin tek gelir kaynağı da olan ulusal bir servetten bahsediyoruz.” dedi.
Fındık dalında hakim durumdaki yerleşik teşebbüsten çeşitli taahhütler aldıklarını mart ayında duyurduklarını anımsatan Küle, o devirden itibaren kelam konusu teşebbüsün alım siyasetini, tüm stratejilerini, uygulamalarını ve ticari davranışlarını bir bütün olarak yakından takip ettiklerini belirtti.
“Sektörden müracaatlar aldık”
Küle, daldan son bir aydır çeşitli müracaatlar aldıklarını tabir ederek, zamanlama olarak bu başvurulardaki konuların kıymetlendirilmesi ve tasaların süratle giderilmesinin sağlıklı bir sektörel çıktıya kavuşulması için kural olduğunu belirtti.
Birol Küle, kelamlarını şöyle tamamladı: “Aksi takdirde, devreye aldığımız taahhütlerin işlemediği ve daha yapısal, daha makro müdahalelere muhtaçlık duyulabileceği bir realite ile karşı karşıya kalabiliriz. Taahhüt düzeneğinin işletildiği piyasalarda yerleşik oyuncunun işbirliği ve yapan yaklaşımı ehemmiyet arz ediyor. Rastgele bir formda rekabetçi yapıyı bozucu ve kabul edilen taahhütlerin ruhuna karşıt olabilecek her türlü uygulama süratle yaptırıma husus olacaktır. Yerleşik oyuncuya baskı yapacak rekabetçi ögelerin halihazırda var olmadığı, devralmalarla konsolide olmuş ve binlerce üretici ailenin hayatının, geleceğinin dayandığı bir dalda tüm araçlarımızı süratle devreye almamız tartışmasız bir kurumsal önceliktir.”