Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7.com Muharriri Mehmet Acet‘e çok özel açıklamalarda bulundu.
Bakan Akar, Yunanistan ile tansiyondaki son durum, ABD’den F-16 tedariki ile ilgili son gelişmeler, Türkiye’nin terör örgütleriyle çabası hakkında kıymetli açıklamalarda bulundu.
Bakan Akar ayrıyeten Türkiye’nin Libya çıkarması ve NATO’ya girme hazırlığında olan İsveç ve Finlandiya ile ilgili de sorulara yanıt verdi.
Mehmet Acet’in değerlendirmesi ve Bakan Akar’la röportajı şu formda;
İstikametimiz Ankara Polatlı’daki Sakarya Kışlası…
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın davetiyle, 100 yıl evvel, Sakarya Meydan Muharebesi’nin yaşandığı, sıkıntı kurallarda kurtuluş savaşının verildiği bu topraklarda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin günümüzdeki imkan ve kabiliyetlerini izlemek üzere hazır bulunuyoruz.
Askeri terminolojide “Ateş Hür Faaliyeti’ denilen tatbikatın temel emeli, bu imkan ve kabiliyetlerin bilhassa orduya yeni katılan genç takımlara gösterilmesi.
Bulunduğumuz yerden güney cephesine hakikat yaklaşık iki saat boyunca izlediklerimiz hakikaten de etkileyiciydi.
Yerli piyade tüfeklerinden, 600 metre menzilli tekrar yerli üretim keskin nişancı tüfeklere, fırtına obüslerine, yerli üretim Cirit füzelerinden, “Kargu kamikaze dronlara’ kadar pek çok eserin uzunluk gösterdiği tatbikatta, ham dakiklik, hem de isabet manasında gözümüzün önünde güçlü bir performans sergilendi.
Kilometrelerce uzakta bulunan daire içindeki maksatlar, kara ve hava ögeleri tarafından 12’den vuruldu.
Her isabetli atış, tek tük siviller olarak ortalarında bulunduğumuz yüzlerce subay tarafından coşkulu alkışlarla karşılandı.
Yaklaşık iki saat süren tatbikatın sonrasında bir küme gazeteci, Bakan Hulusi Akar’la birebir bölgede bize ayrılan bir salonda buluştuk.
Yunanistan’la yaşanan tansiyondan güvenlik ve dış siyaset alanına giren pek çok başlık üzerinde kendisine sorular yönelttik.
İşte, Bakan Akar’ın gündemdeki çeşitli hususlar üzerinde sorduğumuz sorulara verdiği karşılıklar ve yaptığı açıklamalar:
ATEŞ ÖZGÜR FAALİYETİ’NİN İCRA EDİLDİĞİ YERİN ÖNEMİ
Ateş Serbest Faaliyetinin yapıldığı bu bölge tarihi açıdan da ehemmiyet taşıyor. Malumunuz olduğu üzere Sakarya Meydan Muharebesi gördüğünüz bu bölgede gerçekleşti. Gençlerimizin birebir vakitte bu tarihi muharebeyi güzel anlamaları, düzgün kavramaları lazım. Burası taarruzun durdurulduğu yer, son nokta. Bu tatbikatın özü; askeri öğrencilerimizin mesleklerinin başındayken TSK’nın sahip olduğu ateş gücünü, yerli ve ulusal imkanlarımızı görmelerini, deneyim etmelerini sağlamaktır.
“HİÇBİR OLDUBİTTİYE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ. HAKKIMIZI, HUKUKUMUZU KORUYACAĞIZ.”
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kişilikli ve kimlikli siyasetimizi sürdüreceğiz. Hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğiz. Hakkımızı, hukukumuzu koruyacağız. İşgalci, istilacı değiliz. Tüm komşularımızın hudutlarına, egemenlik haklarına saygılıyız. Biz diyalog, dostluk, kardeşlik deyince sanki bir zafiyet gibi anlaşılıyor o denli bir şey yok.
Bizim askeri heyetimiz iki kez Yunanistan’a gitti, onlar bir kere Ankara’ya geldi. Artık 4’üncü toplantı için Yunan heyetini Türkiye’ye bekliyoruz. Biz gelin bu toplantılara devam edelim derken kimileri “Türkler diyaloğa gelsin” diyorlar. Aslında diyaloğu isteyen biziz
“YUNAN BAKANI TÜRKİYE’YE DAVET ETTİM. TÜRK-YUNAN BAĞLANTILARINDAKİ SIKINTILARIN ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİ, ÇÖZÜLEMESE BİLE DENETİM ALTINDA TUTULABİLECEĞİNİ KIYMETLENDİRİYORUZ.
Brüksel’deki toplantıda da Savunma Bakanı Panagiotopoulos’u eşiyle birlikte Türkiye’ye davet ettim. Olumlu havanın esmesi, oluşması için lakin sanki bundan da rahatsız olanlar var. Biz Türk-Yunan sorunlarının çözülebileceğini, çözülemezse bile denetim altında tutulabileceğini, ülkelerimize, bölgeye ve NATO’ya zarar vermeden bir şekilde çözmemiz, yönetmemiz gerektiğini değerlendiriyoruz.
“YUNANİSTAN’A KENDİ ORTAMIZDA OTURUP KONUŞALIM DİYORUZ.”
Siz Lozan’da ve Paris Mutabakatlarında, çok açık ve net 12’nci ve 14’üncü maddelerde “Bu adalar silahlandırılamaz” denmesine karşın adaları silahlandırdınız. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı biçimde karasuları 6 mil, hava alanı 10 mil üzere bir garabetle bizi karşı karşıya bıraktınız. Tüm bunlara karşın, oturup konuşalım diyoruz. Yunanistan ismine diğerleri da konuşuyor. Biz de bırakın bunları kendi ortamızda oturup konuşalım diyoruz. Herkes eteğindeki taşı döksün istiyoruz.
Anlaşmalar çerçevesinde adaların silahsızlandırılması lazım. Bu tamamen mutabakatlara ters. Ayrıca Yunanistan’da ana kara yahut adalarda silahlanma teşebbüslerinin beyhude bir uğraş olduğu görülmeli ve bunun da en büyük ziyanı Yunan halkının refahınadır.
“AMERİKALILAR DEDEAĞAÇ’TA LNG LİMANI KURDUKLARINI SÖYLEDİLER. GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ.”
Bizim Amerikalılarla 1980’de imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmamız var. 1990’da Yunanlılar da benzeri bir muahede yapıyorlar ve 2020’de bunu yeniliyorlar. Evvelce 5 olan üs sayısını 9’a çıkarıyorlar. Dedeağaç da bunlardan birisi. Buraya Lojistik Merkezi kuracaklarını ve bunun Rusya’ya karşı olduğunu belirtiyorlar. Ayrıyeten Rus gazına bağımlılığı azaltmak için buraya LNG deposu da kuracaklarını ve buradan Avrupa’ya gaz sağlayabileceklerini söylüyorlar. Biz de diyoruz ki savunma ve güvenlik, tedbir ve takip meselesidir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
“NATO’YA, YUNANLILAR BİZE RASTGELE BİR TACİZDE, İHLALDE BULUNMADAN BİZİM ONLARA HAVADA, DENİZDE TACİZ YAPMADIĞIMIZI GARANTİ EDİYORUZ DEDİK.
Son NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na gittiğimizde Genel Sekreteri Stoltenberg’in talebi üzerine bir görüşme gerçekleştirdik. Biz orada Yunanistan’ın gerçekleştirdiği taciz ve ihlallerle ilgili dokümanları kendilerine teslim ettik. Ve biz o görüşmede “Yunanlılar bize rastgele bir tacizde, ihlalde bulunmadan bizim onlara havada, denizde taciz yapmadığımızı garanti ediyoruz” dedik. Kesinlikle bir öncesinin olduğunu vurguladık. Dalaman, Didim, Datça’ya kadar gelmiş bizim ana karamızın hava sahasını taciz ediyor, bu gözle bakın dedik. Bununla ilgili bir ekip bilgi ve belgeleri de verdik.
Öte yandan Türkiye’nin NATO’nun güçlü, faal, saygın ve vazgeçilmez bir üyesi olduğunu, bugüne kadar ki vazifeleri de aksaksız, eksiksiz yerine getirdiğini de herkes biliyor.
NATO toplantısında Türkiye açısından gündemdeki en değerli mevzulardan biri tahıl konusu oburu de esir değişim konusuydu. Bu hususta bize en aralıklı olan ülkeler bile Türkiye’ye teşekkür etti.
TÜRKİYE OLMASAYDI TAHIL TAŞINMASI DA ESİR DEĞİŞİMİ DE MÜMKÜN OLMAYABİLİRDİ.
Rusya ve Ukrayna ortasındaki sıkıntıda Türkiye Cumhuriyeti’nin şeffaf, dengeli ve itidalli şekilde bu işi götürmesi manalı. Bunun anlaşılması lazım. Bu anlaşılıyor fakat kimileri da körü körüne Türkiye aykırılığı yapmaya çalışıyor.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA: MADRİD’DEKİ TAAHHÜTLERİ YERİNE GETİRİN
Öncelikle NATO’nun açık kapı siyasetini desteklediğimizi belirtmek isterim. Bizim isteğimiz çok kolay; teröristlere müsaade edilmemesi, bize uygulanan ihracat kısıtlamalarının kaldırılması. Madrid’de imzaladığımız memorandumda ne yazıyorsa onun yapılmasını bekliyoruz. Türkiye diğer bir şey istemiyor. Bize düşen neyse bunu yapacağız diyorlar, biz de somut adımlar atmalarını bekliyoruz.
ABD’DEN F-16 TEDARİKİ İLE İLGİLİ SON GELİŞMELER
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yerli ve ulusal, kişilikli ve kimlikli bir siyaset izlemekteyiz. Bu açık ve net. Tahminen eski alışkanlıklardan ötürü kabullenmede külfet olsa da asılda bir sorun olmadığını, bunun iki hükümran devlet ortasında bir konuşma, görüşme olduğunu da herkes kabul ediyor. Türkiye çaresiz değil. Bizim Hava Kuvvetlerimiz de bir F-16 kültürü var. O nedenle öncelikli tercihimiz dost ve müttefik ülkelerden tedarik faaliyetimizi yürütmektir.
CUMHURBAŞKANIMIZ MOSKOVA’DA BASININ ÖNÜNDE KIRIMIN İLHAKINI TANIMIYORUZ DEDİ. TÜRKİYE’NİN AÇIK VE NET SİYASETİNİ HERKESİN ANLAMASI LAZIM.
Cumhurbaşkanımız Moskova’da basının önünde “Kırım’ın ilhakını tanımıyoruz” diye söz etti. Son olarak yapılan dört bölgenin ilhakına karşı olduğumuzu da açıkça ortaya koyduk. 2014’ten beri biz bu kararımızı, siyasetimizi sürdürüyoruz. Biz hiçbir formda Kırım’ın ilhakını da kabul etmedik. Bu mevzuda Türkiye’nin karnesinin, duruşunun çok âlâ olduğu açıktır. Zira biz Kırım’ın ilhakını tanımadık. Kimileri 2014’te neredeydi? Bu hususta Türkiye’nin açık ve net siyasetini herkesin anlaması lazım.
SON LİBYA ZİYARETİ ÇOK VERİMLİ OLDU. TSK, LİBYA’DA YABANCI GÜÇ DEĞİLDİR
Son Libya ziyareti çok verimli oldu, karşılıklı muahedeler imzalandı. Oradaki makul, mantıklı beşerler bizim ne yapmaya çalıştığımızı görüyor ve bundan da mutlular. Her gittiğimiz yerde söylüyoruz, TSK Libya’da yabancı güç değil, Libya’daki hükümetin daveti üzerine oradayız. Bu davete 5 ülke içerisinde yalnızca Cumhurbaşkanımız tarafından olumlu karşılık verildi. Siz neredeydiniz; Libya’da Trablus tehdit altındayken neredeydiniz dedik. Yardım edin diye 5 ülkeye mektup yazıldı, yanıt bile veremediniz bir tek Cumhurbaşkanımız karşılık verdi. O vakit Trablus kurtuldu. Biz orada nizami ordunun kurulması esastır diyoruz ve bunun için askeri eğitim ve danışmanlık faaliyetlerimize devam ediyoruz. Hedefimiz “Libya Libyalılarındır” anlayışıyla tek Libya’nın varlığıdır.
HUDUT GÜVENLİĞİ…
13. Hudutlarımız Cumhuriyet tarihimizin en güvenli ve en denetimli periyodunu yaşamaktadır. birlik sayısı, işçi sayısı, elindeki teçhizat, teknoloji, alt yapı, kameralar, kuleler, yollar ile sahiden en üst seviyede denetim sağlanmaktadır. Bu noktada Mehmetçiğin yüksek bir moral ve motivasyonla yaptıkları, emeği, her türlü hürmete layıktır.
PKK ÇÖKÜNTÜ İÇİNDE. ZAP’TA ELEBAŞLARI KAÇTI, BAŞKALARINA KAÇMAYIN DİYORLAR LAKİN ONLAR DA KAÇIYOR
Terör örgütü PKK’daki çöküntü açıkça görülüyor. Terörle mücadelede Zap uzun yıllardan beri girilmeyen bir yerdi. Orası o denli bir hale gelmiş ki teröristler bizim girebileceğimizi tahayyül dahi edemiyorlardı. TSK oraya girince onların elebaşları 1 hafta, 15 gün içinde kaçtı. Çok güç bir coğrafyada Mehmetçik büyük bir fedakarlık, kahramanlık ve muvaffakiyet ile orayı temizliyor. Artık elebaşları başkalarına çıkmayın, yerinizde kalın talimatı veriyor lakin onlar da kaçıyorlar. Kaçmaya çalışıyorlar. Kaçış yok. Orası teröristler için çıkmaz sokak. Tek kurtuluş adalete teslim olmak. Burada bir kere daha söz ediyorum ki bizim tek gayemiz teröristler, terörist neredeyse gayemiz orası.
“ÇÖZÜM SÜRECİNDE HAKİKATEN BİR SABIR VE ŞEFKAT VARDI LAKİN BUNU SUİSTİMAL ETTİLER”
2013-2015 yılları ortasındaki Tahlil Süreci periyodu kıymetli. Sahiden bir sabır ve şefkat vardı ancak bunu suistimal ettiler. Kürt kardeşlerimle konuşurken “Paşam devlet gerekeni yaptı” dediklerini duyuyorum. Kürt kardeşlerimiz o süreçte devletin tek kaygısının teröristler olduğunu şahsen gördü. Teröristlerin sıkıntısının de Kürtler olmadığını şahsen Kürt kardeşlerimiz yaşayarak anladı. Terörle gayret hakikaten artan şiddet ve tempoda taaruzi bir anlayışla sürüyor. Biz terörle mücadelede İHA, SİHA ve hava gücünü de çok faal bir biçimde kullanıyoruz.
Teröristlerin girilemez dediği Yüksekova’daki İkiyaka Dağları ile Oramar Tepe üzere çok güçlü yerler terörden temizlendi. O periyotta teröristler dağda Mehmetçikle baş edemeyeceklerini anlayınca kente indiler, çukur olayları başladı. Çukurlara gömüldüler. Çukur olaylarında yapamadıklarını 15 Temmuz’ da yapmaya çalıştılar, onda da maksatlarına ulaşamadılar. Çabucak ardından TSK Fırat Kalkanı, Zeytin Kısmı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe serisi operasyonlar ile teröristlerin inlerini başlarına yıktı ve bitirme noktasına getirdi.
36 BİNDEN FAZLA TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Zap’ta gerçekleştirilen Pençe-Kilit Operasyonu’nda Nisan ayından bu yana 417 terörist etkisiz hale getirildi. Çok ağır arazi ve iklim kuralları olan yerde 2 bine yakın EYP etkisiz hale getirildi. Şuana kadar 500’den fazla mağara ve sığınak temizlendi. Bir mağaraya girmek nereden baksanız 2-3 gün sürüyor. EYP ve öteki gereçler var mı kapsamlı bakılıyor. Zap büyük ölçüde teröristlerden temizlendi, denetim altına alındı, arama-tarama faaliyetleri devam ediyor.24 Temmuz 2015’ten bu yana kadar 36 bin 412 terörist etkisiz hale getirildi. Bu yılda, Ocak ayından itibaren Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde 3 bin 143 terörist etkisiz hale getirildi.
FETÖ İLE UĞRAŞTA 24 BİN 717 KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ
15 Temmuzdan itibaren 24 bin 717 ihraç oldu, 2 bin 830 emeklinin rütbeleri geri alındı. 1 Ocak’tan itibaren de 1572 ihraç ve rütbesi geri alınan var. Yani bitti diye bir şey yok. Elde edilen yeni bilgi, evrak ve bilgilerle bir bütün halinde uğraşa kararlılıkla devam ediyoruz. Bu kararlı çabanın nereye varırsa oraya kadar gideceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. TSK’nınşanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bundan herkes emin olsun. 15 Temmuz sonrası yurt içi ve hudut ötesinde düzenlenen harekatlarda ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen muvaffakiyetler, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiğimizin en açık göstergesidir