Yaptığı başarılı işlerle her vakit isminden kelam ettiren yetenekli oyuncu İnanç Kıraç, yakın vakitte gösterime girecek “Mükemmel Aile” isimli sinemayla bir aile babası olarak karşımıza çıkacak. Dijital platformda yayımlanacak öbür bir proje için çoktan kolları sıvayan Kıraç’ı ayrıyeten bir de tiyatro sahnesinde seyredeceğiz.
Kıraç ile buluştuk yeni projelerini ve sanatı konuştuk.
Yeni bir güldürü sinemasıyla yakında karşımıza çıkacaksınız. Çekimler bitti, nasıl bir güldürü geliyor ve sizi nasıl bir karakter olarak göreceğiz beyazperdede?
Evet, “Mükemmel Aile” diye bir sinema yaptık. Tatlı bir yol güldürüsü diyebiliriz. Bir ailenin küçük kızlarının öbür bir kentte yaşaması münasebetiyle, uzun müddet sonra, bir vesileyle bir ortaya gelme hikâyesi! Ailece İstanbul-Antalya ortasında bir yolcuğu sinema ediyor.
Ben ise aile babasını canlandırıyorum. Eğlenceli bir sinema yaptık. Biz çekimlerde çok güldük umarım seyirci de bizim kadar eğlenir.
Dijital platformlar günümüzün vazgeçilmezi oldu. Siz de yeni bir proje basamağındasınız. Bir yandan da Behzat Ç var.
Evet, dijital platform içinde bir hazırlık içerisindeyiz. Orada da senaryo çalışması evresindeyiz. Senaryoyu sonlandırdığımızda onun da yapım süreci başlayacak.
Behzat Ç’de geçtiğimiz yaz aylarında, bir Ankara polisiyesi olması münasebetiyle Ankara’da çekimlerini tamamladık. Yayına girdi. Hoş bir ilgi gördü. Zati kült bir marka oldu Behzat Ç, uzun yıllardır çok seveni, çok hayranı var dizinin. Bu sezonki senaryo da sahiden düzgün bir senaryoydu bizim oyuncular açısından baktığımızda, hoş de bir iş çıktı. Direktörümüz de çok uygun çekti. Işığı kamerası çok çok yeterliydi, üst seviyedeydi. Oyunculuklar aslında her vakit yıllardır bilinen oyuncular… Onun artık önümüzdeki dönem yeni kısımlarını çekeceğiz.
Birlikte birçok üretimde rol aldığınız meslektaşınız fakat doğal ki dostunuz Erkan Can ile birçok projeye imza attınız. Artık bir tiyatro yolda. Çalışmalarınız ne durumda?
Kabare yapma niyetimiz vardı fakat orada çok muvaffak olamadık. Kabare metni bulmak, kabare metni yazmak biraz meşakkatli bir şey, içine girince doğal daha da düzgün anlıyor insan. Orada çok verimkâr bir şey almayınca Kabare işimizi biraz dondurduk, bir kenara koyduk. Artık halihazırda hazır bir tekstle yola çıkma planımız var.
İki kişilik bir oyun mu düşünüyorsunuz?
Bir tanesi iki kişilik olacak, Erkan Can-Güven Kıraç oyunu olacak. Mümkünse bütün Avrupa için planladığımız şey olacak bu, oradaki izleyicilerimiz için. Birde olağan daha geniş takımlı büyük bir oyun yapma hayalimiz var.
SANAT MUHALİFTİR!
Biraz da siyasetten, sanata yansımalarından bahsedelim mi? İktidarın bakış açısı, yasaklar, sansürler, dehşetler…
Cumhuriyet’te yer alan habere nazaran, bugüne ilişkin bir şeyden fazla genel manada, zati aslında Türkiye’deki iktidarların, sanatla bağlantıları, sanata bakışları üç aşağı beş üst çok büyük ivme kaydetmedi, üste güzele yanlışsız. Her vakit sanat muhalif olduğu için iktidarları rahatsız eder, doğaldır.
Sanattan korkmak ise erozyon aslında toplumun her katmanında, her köşesinde olduğu için, tahminen şu günlerde biraz daha kesik bir koku geliyor burnumuza, daha net bir koku… Fakat dediğim üzere bu, bugünün sıkıntısı değil, uzun yılların sorunu. Sanat da yapısı ve tabiatı gereği aslında tam da bu türlü bir yerde durur. Her vakit eleştirir, karşı gelir, hayır der, kendi doğrusunu, kendi bakış açısını ortaya koymak konusunda hiçbir çekince göstermez, sanat ve sanatçılar!