Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu, cezaevinde intihar etmişti. Karabulut ailesinin yıllardır süren ‘mezarı açılsın’ eforları sonuç verdi, 3 Ekim’de Cem Garipoğlu’nun mezarı açılacak ve fethi kabir süreci yapılacak.
Bu karar sonrasında Cem Garipoğlu’na yapılan otopsi süreci tekrar gündeme geldi. Cem Garipoğlu cezaevinde nasıl hayatını kaybetti, otopside neler yaşandı ve DNA testinden nasıl sonuçlar çıktı?
İşte Sabah’tan Mustafa Sait Özkan’ın haberine nazaran Cem Garipoğlu’nun otopsisinden detaylar…
Kaynak: https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam…
Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun nitekim ölüp ölmediğiyle ilgili akıllardaki soru işaretini giderecek olan fethi kabir süreci 3 Ekim Perşembe günü gerçekleştirilecek.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen fethi kabir kararıyla Garipoğlu’nun cesedi alınarak İstanbul İsimli Tıp Kurumu’na götürülecek ve burada uzman takımlarca incelenerek, Garipoğlu ailesinden alınacak olan DNA örnekleriyle karşılaştırılacak.
Fethi kabir süreci yapılması kararı, Garipoğlu’na Silivri Cezaevinde intihar ettikten sonra yapılan otopsi kayıtlarını tekrar gündeme getirdi. İşte Sabah’tan Mustafa Sait Özkan’ın haberine nazaran; Cem Garipoğlu’nun otopsisinde yaşananlar:
Kayıtlara nazaran Cem Garipoğlu, 10 Ekim 2014’te cezaevinde intihar etti. 12 Kasım 2014’te ise Garipoğlu’na yapılan otopsi raporuna nazaran, 1.70 uzunluklarında 78 kilogram tartısında ve 23 yaşında olan Garipoğlu, “3-4 günlük sakal ve bıyıklı, beyaz ciltli, sünnetli” olarak tabir edildi.
Ölü lekelerinin, bedenin art yüzde bası görmeyen yerlerde, yüzde ve göğüs üst kısmında koyu mor renkte oluştuğu aktarıldı. İçeri giren gardiyanlar Garipoğlu’nu 3 numaralı odada başında poşet, boynunda, kırmızı renkli düğümlenmiş naylon çamaşır ipi, üstü çıplak, altında eşofman bulunur formda yerde yatar halde bulmuştu. İpi ise kantinden kendisi temin etmişti.
Otopsi raporuna nazaran Garipoğlu’nun sağ ve sol kulağının altında genişliği 0.4 santimetre olan ip izi görüldü. İp izi dışında ise farklı bir travmatik değişim saptanamadı. Gerektiğinde DNA tiplemesi yapılabilmesi maksadıyla saklanmak üzere, bundan 10 yıl evvel yapılan otopsisinde FTA ile kan örneği alındı.
Kalp, akciğer, karaciğer, böbrek üzere organlarından tetkik için örnek alındı. Kan, idrar, göz içi sıvısı, safra, mide ve mide içeriğinden örnekler de alınarak sistematik toksikolojik tahlil, alkol, uyuşturucu ve uyutucu aranmak üzere Kimya İhtisas Dairesi’ne gönderilmişti.
Kimya İhtisas Dairesi’nde çıkan sonuçlarda, Garipoğlu’nun kanında alkol bulunmadığı, kanda ve idrarda da rastgele bir ekstrem unsura rastlanmadığı anlatıldı. Otopsi raporunda, Garipoğlu’ndan 2009 yılında alınan kanla öldükten sonra alınan kan örneğinin DNA profili de karşılaştırıldı ve her iki DNA örneği profilinin uyumlu olduğu aktarıldı.
Raporda, “Garipoğlu’nun vefatının başına poşet geçirilmesine bağlı ağız, burun kapanması ve uzunluğuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi (dış ve iç teneffüs yollarının kapanması, oksijen yetersizliği) sonucu meydana gelmiş olduğu sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
