Milliyet.com.tr/ÖZEL Patiswiss CEO’su Mustafa Nazif Yıldız ile toplumsal medyadaki irtibat krizinin nasıl büyüdüğünden krizin faturasına kadar birçok mevzuyu konuştuk. Patiswiss CEO’su Mustafa Nazif Yıldız, milliyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada şu tabirleri kullandı:
ESKİ CEONUN PAYLAŞIMI SONRASI NELER OLDU?
“Patiswiss krizinin tahribatı sayıyla ölçülemez dedim. Paylaşımın hiç yapılmaması gerektiğini söz ettim. Müşteriye bu formda bir karşılığın verilmemesi gerektiğini düşünüyordum, keşke bu paylaşım hiç yapılmasaydı, süreci hiç yaşamasaydık. Şirketin müşteri hizmetleri ünitesi vardı, ben mevzuyu direkt genel müdür olarak bana geldiği için bu birime aktardım. Yönetim kurulu liderinin etiketlenmesi suretiyle yapılan paylaşım nedeniyle yönetim kurulu lideri direkt karşılık verme yoluna gitti. Yanıtın biraz da yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Gerek kendisi gerekse kurumsal ağızdan özür metni yayınlandı. Daha sonraki süreçte yönetim kurulu lideri birinci paylaşımı yapan hanımefendiden özrünü ileten metni göndererek helallik aldı. Biz bunu PR gereci yapmamak için duyurmadık.
‘ŞİRKETİMİZE ÖNEMLİ FİNANSMAN MALİYETİ YÜKLEDİ’
Aslında biz kalitemiz ve marka algımızla öne çıkan bir şirketiz. Yarattığı tahribat sayılarla ölçülemez. Finansal açıdan kesinlikle bir şeyler ortaya çıkar. Şirketimize bu süreç önemli bir finansman maliyeti yükledi. Yaşanan olayın en büyük tesiri milletlerarası derecelendirme kuruluşları tarafından belgelendirilmiş bir şirketin kalite markasının zedelenmesi oldu.
‘BİZİM İÇİN KEDER VERİCİ’
Tüketici her vakit bizim markamızı ambalaj tasarımı yeterli içindeki eser ambalajından daha yeterli olarak biliyordu. Bunun müşterinin gözünde tahrip edilmiş olması bizim için ıstırap verici.
ŞİRKETİ TEKRAR AYAĞA KALDIRMAK İÇİN NE YAPTINIZ?
Bu olay yaşandıktan sonra çok daha fazla inisiyatif almaya, radikal kararlar alarak hareket etmeye başladım. Yaşanan hadise bir kalite savına dayandığı için olayın temelinde besin güvenliği, kalite teması bulunduğu için bu noktada değişiklik yaptım. Kalite ünitemiz temeli sağlam olan bir ünite. Kesimde tecrübeli bir işçimiz kalite yöneticisi konumundaydı. Biz bu işe verdiğimiz kıymeti daha âlâ tabir etmek için müşteri hizmetleri ünitemizi kalite ünitesi ile entegre ettik. Sistemin baştan ele alınması noktasında uyum sağladık. Müşteri dönüş suratı artırıldı, müşteriden gelen taleplerin karşılanmasında müşteriye seçenekli bir hak tanındı.
Göreve geldiğimde firma ile ilgili pek çok değişiklik yaptım. Kurumsal yapıyı daha fazla öne çıkaracak, pazarlama ve kurumsal irtibat ayağında kıymetli değişiklikleri hayata geçirdim.
‘İHRACATI GERİ PLANA ATMIŞTIK’
Şirketin iç pazarda önemli bir taleple karşılandığını, müşteri nezdinde prestijli bir pozisyonda olduğunu bu süreçte evvel hepimiz biliyorduk. İç talebi karşılamak ismine ihracatı geri plana atmıştık. İç pazar ile ihracat ortasındaki istikrarsız dağılımı değiştirmeye odaklandım.
ÇALIŞTIĞINIZ MARKALARDAN NASIL GERİ DÖNÜŞLER ALDINIZ?
Tüm çalıştığımız firmaların şirketimizin eser kalitesine olan inancı nedeniyle süreci temkinli ve itidalli olarak ilerlettiğini söylemek istiyorum. Toplumsal medyada olay reaksiyonla karşılandı. Firmalar gerçek kişilik ile hukukî kişiliği ayırma noktasında daha başarılılar. Bir gerçek kişinin açıklaması nedeniyle önemli oranda kar marjı ettikleri o kategorideki eseri silmek üzere bir davranış içerisine girmediler, süreci yakından takip ettiler. Bu mevzuda temkinli davrandıklarını söylemek mümkün. Kalite argümanı nedeniyle eserlerin tedbiren raftan kaldırıldığı bir periyot oldu. Biz bunu çok olağan karşıladık. Sonrasında eser ve kalite noktasında bir sorun yaşanmadığını gördüklerinde bütün ortaklarımız bizimle çalışma dileklerini devam ettirmek istediklerini söz ettiler.
‘ÇOK ÖNEMLİ BİR GÖRÜŞMENİN SON AŞAMASINDAYIZ’
Biz yeni bir yatırımın içerisindeyiz. Yatırımın yapılma sebeplerinin en değerli itici kuvveti ihracattır. Yurt dışından yeni siparişler almaya devam ediyoruz. Bunlar dünyanın pek çok farklı yerinden geliyor, görüşmelerimiz devam ediyor. Maksadımız öncelikli olarak ABD pazarı. 4. fabrika yatırımımızı ABD pazarı için yapıyoruz. Çok önemli bir görüşmenin müzakere sürecinin son evresindeyiz.
ŞİRKETİN FİNANSAL KAYBI OLDU MU?
Sürecin bir finansal sonucu oldu, biz soyut ve manevi olan tarafı ile daha çok ilgilendik. Sürecin şirkete bir finansman yükü getirdiği bir gerçektir. Biz Türkiye’de istihdam alanında verdiğimiz dayanakla de bilinen bir firmayız.
Finansal kayıptan çok istihdam alanında istek edilen düzeyin gerisinde kaldığımızı söyleyebilirim. Bizim işçi sayımızda devir dönem önemli artışlar yaşanıyordu. Biz 2024-2025 için kendimize koyduğumuz amaçlarda bu süreç nedeniyle istihdam alanında istek edilen düzeyin gerisinde kalacağımızı öngörüyoruz.
ÜRÜNLERE TALEP NE DURUMDA?
e-Ticaret üzerinden ve müşteri hizmetleri kısmından bize yazılı olarak eserlerin bulunamadığı kanallarda tekrar ne vakit bulunacağına yönelik soruları gördük. Bizim sabit bir müşteri kitlemiz var. Eserlere talebin yüksek olduğunu söyleyebilirim. Eser rafa tekrar döndükten sonra da önemli bir talebin olduğunu söyleyebilirim. Geçen sene ile karşılaştırdığınızda devrin de tesiriyle, sıcakların yüksek seyretmesi üzere sebeplerle geçen yıla kıyasla bir düşüşün yaşandığı gözlemlenebilir. Eser rafa döndükten sonra önemli talep olduğunun altını çizmek istiyorum.”